işte tam bu saatlerde bir yara gibidir su
yeni deşilmiş uçlarına sokakların,
küçük uçlarında.
senin o güneş sarnıcı gözlerin
ölüm yası içindeki bir
evde
olmaması gereken bir şey gibi, kırılan bir ayna gibi.
bu
saatlerde.
çarmıhını yanından eksik etmeyen bir İsa gibi
merdiven taşıyan
bir adam görüyoruz
bu adamı ne kadar çok seviyorum, bu kuşu ne kadar
sen
ne seviyorsun sen zaten sevince
alnınla ayıklarsın yeryüzünü
-bunlar iyidir diyorum bunlar senden haberli,
yoksa nerden
bilecekler?